24 Kasım 2016 Perşembe

Baba


Babasının günlüğünü okumayı çok severdi. Orada tüm küçüklüğü, tüm mazisi vardı. Babasının her şeyi bu kadar detayla not etmesine çok şaşırırdı. Babasının yazısı çok güzeldi. Belki de o babasının sayesinde yazmaya böylesine merak salmıştı. Anlatamadıklarını, yaşatamadıklarını uzun uzun yazardı. Babası da öyleydi... İçinde yaşardı her şeyi. Gözyaşlarını bile içine dökerdi. Bu yönüyle babasına çok benzerdi. Üzüntü paylaşılınca geçmezdi. Çok büyük keşkeleri vardı, hayatına dair... Özlem duygusunu çok derin hissediyordu bu yüzden. Tarihler, saatler aklına geliyordu. Unutmak mümkün müydü? Asla... Şimdilerde yazılarını okuduğu adam yanında yoktu. En çok da ona dair keşkeleri vardı zaten. Günlüğünü açtığında kendini tutamaz, ağlardı. Ama bu ağlamak, ona çok iyi gelirdi. Çünkü, huzur kokardı o günlükteki anılar. Gözlerinin önüne getirirdi yaşadıklarını, iyisiyle kötüsüyle... Yüce gönüllüydü babası. Kıymetini kaybettikten sonra anlamasıydı en büyük üzüntüsü. Ölümdü en büyük gerçeği bu hayatın. En çok unutulan ama en gerçek olanı hem de... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder