24 Kasım 2016 Perşembe

Baş Ağrısı


Başı çok ağrıyordu. Ama bundan keyif alır gibiydi. Dikkatini bu acıyla dağıtmak istiyordu. Belki de bu acı, ona düşünmekten korktuğu şeyleri unutturuyordu. Unutmak? Unutmak, öyle kolay değildi. Unutmak denilen şey, aslında yeniden hatırlamaktı. Unutmaya çalışmak, öyle kolay değildi. Bu yüzden içki içmezdi. O, derdini bile önemsiyordu. Aslında bu melankolik düşünceleri kafasından ne atmak istiyordu ne de onlarla yaşamak. İkisinin arasında kalmıştı Dante gibi. Nasipsizliğine çok inanırdı. Kafasında hep olumsuz düşünceler barındırırdı. Onun derdine ortak olmak isteyenleri nazikçe reddederdi. Çünkü, anlatınca geçmezdi. Geçemezdi... Ben böyle mutluyum derdi. Kendi içine kapatmıştı duygularının düğümünü. Bu kördüğümdü. Kendisi bile çözemezken, başkalarına müsaade etmezdi. Hep şöyle söylerdi: "Yanında mutlu olabildiğim insanlar istiyorum" İnsanlar? Hep zarar görmüştü bu kavramdan. Tam ayağa kalkacakken tekrar yıkılmıştı. Pes etmişti artık. Sessizlik ve karanlık istiyordu. Hatta fazla uyuyabilmek istiyordu. Birkaç gün uykudan uyanmamak... Unutmak dedik ya işte. Unutmak, öyle kolay değildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder