24 Kasım 2016 Perşembe

Yazık


Soğuk bir geceydi, yüzüne çarpan ürpertiyi tarif edemiyordu. O an tutulmuştu. Yüzünde bir huzur hissetmişti. Ama kısa süreli bir huzur... Bu dönem açlığı sadece huzura değildi. Birçok kavrama açtı çünkü. Yaşayamadıklarına mı üzülmeliydi, hayalini kuramadıklarına mı? Sorularının cevabı, elbette hayatın kendisiydi. O en çok hayal kurmayı severdi. Duygularını bir tek orada yansıtabilirdi çünkü. Hayaldi işte... Olmasa da hayal. Karanlığı bu kadar sevme sebebi belki de buydu. Gözlerini kapatma fırsatına gerek bile yoktu. Karanlıkta gözlerinin önüne gelirdi yaşatmak istedikleri. Yaşatmak? İnsanın elinde sadece "inanç" kavramı varken biraz zor olmalıydı bu olgu. İnanç? Sadece inançlı olmak yetmezdi. Yapılması gereken? Onu da bilmiyordu ki... Kapatmıştı tozlu günlüğünü cümlelerini bitirdikten sonra. Birisi okur diye bir korkusu yoktu. Okuyan yazık diyecekti çünkü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder